Eğitim

Kreşe alışmak: Çocuk ve ebeveyn için yeni bir eşik

Kreşe alışmak: Çocuk ve ebeveyn için yeni bir eşik

Çocuğumuzu ilk kez kreşe bırakmak... Kulağa basit bir “sınıfa giriş ve günaydın” anı gibi gelebilir fakat bu sürecin hem çocuk hem de ebeveyn açısından çok boyutlu bir anlamı vardır. Bir yanda yeni ve heyecanlı bir başlangıç, diğer yanda tüm aile için alışkanlıkların değişmesiyle gelen belirsizlik duygusu. Özellikle ilk kez ayrılık yaşayacak bir çocuk ve ona eşlik eden bir ebeveyn için bu süreç, duygusal olduğu kadar yönlendirici bir hazırlık da gerektirir. 

Bu yazıda; bir anne olarak, 4 yaşındaki oğlumun ilk kreş/anaokulu deneyiminden de notlar paylaşarak, anaokuluna başlama sürecine yönelik gerçekçi ve yönlendirici bir bakış açısı sunmaya çalışacağım. Öncelikle bütün bu süreçte çocuğumuza ve kendimize ait olan tüm duyguları kabul ediyor ama duygunun içinde uzun süre kalarak dramatize etmiyoruz. :) Zorlandığımız noktalarda sakin ve sistemli bir geçişin ipuçlarına odaklanmaya çalışıyoruz.  

1. Alışma Süreci Neden Zordur? 

Çocuk açısından: 

  • Ayrılık kaygısı; her çocukta farklı derecelerde kendini gösterebilir, doğal bi durumdur. Özellikle 1,5–3,5 yaş aralığında, çocuklar bakım verenden ayrılma konusunda yoğun duygular yaşayabilirler. Bunu gelişim sürecinin bir parçası olarak kabul ederiz. 
  • Yeni bir çevre, yeni kurallar, yeni yüzler başlangıçta güven alanının dışına çıkmak demektir.   
  • Bazı çocuklar duygularını açıkça ifade ederken, bazıları içe kapanarak ya da davranış değişiklikleriyle tepki verebilir.  

Ebeveyn açısından: 

  • Süreci yönetmek, biz ebeveynlerin sorumluluğundadır. Bu bazen “yeterince iyi yapamıyorum” duygusunu da beraberinde getirebilir. Bu duygu ebeveyn için zorlayıcı olabilir. 
  • Çocuğu ilk kez okula emanet edip okuldan çıkmak; birçok ebeveynde suçluluk, endişe veya yetersizlik duygularını tetikleyebilir. Alışma sürecindeki her ebeveyn bilmelidir ki bu duygular ne eksiklik ne de zayıflıktır. Bütün bunlar, ebeveyn ve çocuğun geçtiği bu eşiğin, ayrışma sürecinin doğal parçalarıdır. 

 2. Alışmayı Kolaylaştırmak İçin Neler Yapılabilir? 

Kendi deneyimlerimden ve bu süreçte destek aldığım psikolog önerilerinden ilham alarak hazırladığım maddeler şu şekilde:  

Kademeli İlerlemek: İlk gün 1 saat ile başlamak ve 2.gün 2 saat şeklinde gün geçtikçe artırarak kademeli ilerlemek uyum sürecini kolaylaştırır.  

Vedalaşmaları Uzatmamak: Çocuğunuza net ama kısa bir şekilde “Gidiyorum, seni şu saatte almaya geleceğim” diyerek söz vermek ve ayrılmak önemlidir. Burada çocuğun yaşı ve bilişsel düzeyi önemlidir. Daha küçük yaş grubu için “öğle yemeğini yedikten sonra” gibi zaman göstergesi kullanmak süreyi anlamalarını ve ikna olmalarını kolaylaştırabilir. Ağladığında geri dönüp tekrar vedalaşmak süreci zorlaştırır. 

Ev Rutinine Devam Etmek: Aynı saatlerde kreşe gitmek ve sonrasında yine aynı saatlerde eve dönmek, yemek ve uyku düzeninin bozulmaması çocuğun güven hissini artırır.  

Sevdiği bir eşyasını götürmesine izin vermek: Oyuncak, battaniye, küçük bir kitap gibi kendine ait eşyaları okula getirebilir ve geçiş nesnesi olarak kullanabilir.  

Öğretmenle açık iletişim kurmak ve öğretmenle iletişim halinde olduğumuzu çocuğa söylemek: Gün sonunda çocuğun gün içindeki genel hali hakkında geri bildirim almak, hem sizin rahatlamanızı sağlar hem öğretmenle iş birliğinizi güçlendirir. Ayrıca öğretmen ve ebeveyn arasında bi iletişim olduğunu bilmek çocuğa güven duygusu verir. 

 Bonus: Ben oğluma bir kol saati aldım, saatleri tanıttım ve akrep (küçük çubuk 😊) 4’ün üzerine geldiğinde okula gelmiş olacağım teminatını verdim. Okula bırakıp çıktığım ilk gün 1 saat, 2.gün 2 saat şeklinde ilerledik ve söz verdiğimsaatte geldiğimi gördükçe kaygıları azaldı ve okula uyum sağlamaya başladı. Bu her çocuk için uygun olmayabilir -psikoloğumuzun önerisiydi- biz denedik ve faydasını gördük :) 

 3. Hangi Davranışlar Normaldir? Hangilerinde Destek Alınmalıdır? 

Sabah ağlamaları (özellikle ilk 1–2 hafta), iştahta geçici azalma, uykuya geçmede zorlanma, daha çok sarılma, annenin yanından ayrılmak istememe gibi durumlar sıklıkla karşılaşılan ve zamanla azalması beklenen normal durumlardır.  

Ancak şu durumlarda bir uzman desteği düşünülmelidir

  • Şiddetli fiziksel tepkiler (kusma, titreme vb.) 
  • Haftalarca süren yoğun krizler 
  • Evde içine kapanma ya da çok fazla öfke patlaması 
  • Uyku ve yeme problemlerinin uzun süre düzelmemesi 

Not: Bu noktada panik yapılmadan, çocuğun bireysel gelişim ritminin ve mizacının dikkate alınması önemlidir.  

Bonus: Biz 3 hafta kadar uyku, yeme bozukluğu, içe kapanma gibi belirtiler yaşadığımız için bir psikolog desteği aldık ve önerilerini uygulayarak hızlı bi ilerleme kat ettik. Uzman desteği almak için vakit kaybetmemekte fayda var.

4. Ebeveyn Rolü: Çocuğun Rehberi Olmak 

Bu süreçte ebeveynin öncelikle sakin ve net olması gereklidir. Sürece hem çocuk tarafından hem ebeveyn tarafından bakabilmek çok önemlidir. Bu alışma döneminde; okul dışındaki zamanlarda çocuğunuzla ten temasını artırmak, uyku öncesi masaj yapmak ve özellikle bağlanma temelli oyunlar (saklambaç gibi) oynamak çocuğunuza iyi gelecektir. Çocuğunuzun korku ya da kaygı yaşaması çok doğaldır; ancak sizin bu duygular karşısındaki sakin, anlayışlı ve net duruşunuz çocuğunuzun tepkilerini de düzenlemesini kolaylaştırır. Ebeveyn olarak görevimiz, tüm duyguları kabul eden, normal karşılayan, sakin kalan ve süreci yöneten bir rehber olmaktır. Çocuklarımızın içlerindeki gücü ortaya çıkarmalarına yardımcı olmak ve özgüven gelişimini inşa etmelerine tanıklık etmektir.